Mumbai final!

Şu an Mumbai’den Singapur’a uçuyorum, oradan aktarma yapıp Jakarta’ya gideceğim. Yolculuğuma Büyük Ev Ablukada ile başladım ama şimdi Woodkid var, birazdan da Smiths’e doğru geçerim zaten, neyse ben anlatmaya başlayayım.

Burası bir maksimum şehir, daha önce hayatımda böyle bir yerde bulunmamıştım. Dört gün o kadar dolu geçti ki, açıkcası üretimin pesindeyken burası doğur bir başlangıç noktası oldu benim için.

Burada soluduğunuz hava, ter ile yıkanmış. Öyle herkes ekmeğinin peşinde falan demek istemiyorum, burda ekmeğin yoksa bir şansın yok zaten.

Açıkçası benim tüm gözlemlerim enstantanelerden oluşuyor, ben size böyle aktarırken, ben bir şeyi öyle görmüşken belki beş dakika sonra herşey değişiyordu.

Dharavi çok etkileyici, yerel üretimin her anına tanık oldum. Plastiklerin ayıklanmasından, kuc parçalara bölünmesine, tekrar paketlenip fabrikalara ham madde olarak gönderilmesine kadar. Mumbai’de kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biri bence Dharavi, açıkcası turistik diğer kısımlar beni pek çekmedi. Turizmin mekanları aynılaştırdığını düşünüyorum.

Fiziksel çevre içler acısı halde, bir iki gün önce bir haber gördüm, Hindistan Türkiye’de yatırım yapacak diye, bence önce kendi ülkelerinden başlamaları daha hayırlı olur.

Kentteki sosyal tabakalar arasındaki uçurum çok fazla, bu hani İstanbul ile karşılaştırılabilinecek bir durumda da değil.

Güney Mumbai, hem turistik hem de daha zengin bir bölge, İngiliz döneminden kaldığını düşündüğüm bazı binalar var ki, gercekten enterasanlar. Sanki birileri zamanında bu binaları hadi dene bakalım diye vermiş, bazı cepheler cok yenilikçi. Hoş denilene göre bu binaların mimarları genelde oncesinde avrupayı gezer, araştırma yapar sonrasında binayı çizmeye başlarmış, bir nevi dergi karıştırmak olsa gerek.

Bu şehir uyumuyor, sürekli canlı, sabah 7 gibi pazarlar kuruluyor. Her mahalle başında bir çay ocağı var, ona yakın bir yerde berber ve tabi bir sürü tezgah.

Bu şehir bana üzerine düşünecek çok şey verdi. Daha kafamda demkeniyorlar sanırım, bir sürü küçük ve eğlenceli anektod da var anlatacağım, belki bir ara tüm sahne arkasını da anlatırım, Smiths çalmaya başladı çoktan, morrisey ’i wanna go home’ dedi demin ama ben daha iyiyim, daha çok yolum var 🙂 Jakarta’dan haberlerle görüşmek üzere

20110814-121735.jpg

20110814-121755.jpg

20110814-121809.jpg