bird’s nest ve watercube

Bugün daha sonra olimpiyat koyüne doğru gittim, gercekten çok büyük bir boşluk. Binlerce insan var bir oraya bir buraya yürüyen, olimpiyatın bu kente kattığı iki ikonum yapı da karşılıklı duruyor. Ben de çıkarken yanıma çok fazla para almamıştım, kartla alırım bileti vs. diye bir de operayı bile 30 Yuan a gezdim buralarda en fazla öyledir dedim ama öyle değilmiş. Koskoca olimpiyat parkının icinde bir tane bile ATM yoktu, ben bulamadım da değil, danışmaya gittiğimde aldığım cevaptı. Sonra yürüdüm, yürüdüm, bir 30-45 dakika sonra bir bankamatik buldum sonuçta, geri dondüm biletimi aldım.

Bird’s Nest gercekten etkileyici, uzaktan ince bir görünüşü olsada yakınına gidince bir çelik yumağı gibi. Binanın iskeleti, merdivenlerdeki detayları, bağlantıları dakikalarca kendine baktiriyor, bir yandan da insan kafa yoruyor sürekli, nasıl olduğunu anlamaya çalışıyor. Tribün kısmı ise koltuk aralıkları ve görüş çok iyiydi, üç ayrı kademesine çıkıp oturdum. Hepsininde açısı tüm alanı görmeye yetiyordu.

20110822-115003.jpg

20110822-115030.jpg

20110822-115037.jpg

20110822-115020.jpg

20110822-115044.jpg

20110822-115100.jpg

20110822-115111.jpg

20110822-115131.jpg

20110822-115143.jpg

20110822-115150.jpg

20110822-115214.jpg

20110822-115222.jpg

Daha sonra tam karşısında bulunan Watercube’e gittim. En baştan söyleyebilirim ki Münih Olimpiyat köyündeki havuz bence buradan daha iyiydi. Evet güncel bir yapı, malzemesi, tekniğini ama icine girince bir hamlık çarpıyor insanın gözüne. Etkileyicileğinin sadece makyajda kalmış olduğunu düşündurtuyor.

20110822-115637.jpg

20110822-115646.jpg

20110822-115656.jpg

20110822-115710.jpg

20110822-115719.jpg

20110822-115725.jpg

20110822-115740.jpg

Bir de sonunda kendi fotografım var burada 🙂