Jean-Marc Cote Olmak Atölye Duyurusu

Merhabalar! Geberit sponsorluğundaki Arkitera Seyahat Bursu 2020 kapsamında düzenlenecek ilk faaliyetlerimiz olarak sizlerle atölye duyurularımızı paylaşmak isteriz.

Daha önce yazılmış şeyleri yeniden yazmak yerine o yazılanları tekrar göz önüne getirmek, canlandırmak, ama bunu yaparken de etrafında dolaşmak, aralarında uçurumlar olduğu sanılan unsurlar arası bağları her birlikte keşfetmeyi amaçlıyoruz. Bu bağlamda ilk bakışta ilgili veya bir yapı oluşturur görünmeyen parçaların birbirlerini etkileyerek aralarındaki bağların araştırılması yoluyla yeni ve belki üst bir oluşa evrilmesini hep birlikte deneyimleyeceğiz! Bu yolla da konuşagelmekte olduğumuz unsurlar arasında henüz keşfedilmemiş bağları belki hep birlikte ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. 16 Eylül ve 18 Eylül’de gerçekleşecek olan atölyelerimizde de, 21- 25 Eylül haftasında gerçek leşecek olan canlı yayın içeriklerimize bol bol atıfta bulunacağımızı da öngörmekteyiz.

 

Jean-Marc Cote Olmak – 16 Eylül 

 

  1. yüzyılın başlarında, Jean-Marc Côté ve farklı sanatçılar tarafından A 19th-Century Vision of the Year 2000 adlı fütüristik bir resim serisi hazırlandı. Sanatçıların 2000 yılının yaşamını hayal etmeleri ve betimlemeleri üzerine yaptıkları çalışmalar, ürettikleri resim serisi incelendiğinde öngörüleri mevcut durumdan bağımsız olarak yapmanın pek de mümkün olmadığını bizlere göstermiş oldu. Bilge Karasu’nun “Nasıl Yazıyorsam Öyleyimdir” kitabında bahsettiği gibi, yeninin yalnızca eskinin damgasıyla dolaşıma girebiliyor olması, yeniyi sindirebilmek için eski kılıklara sokma denemeleri gibi unsurlarla birlikte düşünüldüğünde Jean-Marc Côté’un bizler için güzel bir çıkış noktası olabileceğinde ortaklaştık.

Teknoloji bize bir yandan ihtiyaçlarımızın neler olduğunu anlamamız konusunda yardımcı olurken, diğer yandan da bu ihtiyaçları yönlendirme kapasitesine sahiptir (Cooper, S. Technoculture and Critical Theory, 2002, s.2). Bu bağlamda teknolojinin ihtiyaç karşılaması ve ihtiyaç şekillendirmesi arasındaki bulanık alanı irdeleyerek keşfetmeyi amaçlamaktayız. Teknolojinin, bilme ve harekete geçme biçimlerimizi yeniden inşa eden geniş bir fenomen olduğunu düşündüğümüzde, fenomenolojik bir yaklaşımla geçmişten geleceğe uzanan ve çizgisel olmayan bir tarih üzerinden düşünme biçimlerimizi nasıl inşa ettiğini sorgulamak, üstüne konuşmak ve söylemi görselleştirmek üzerine farklı hikaye anlatıcılığı teknikleri kullanmak ilk atölyemizin içeriğini tanımlamaktadır.

 

“Teknoloji, denebilir ki, eskiden sadece sihirbazın sahip olmakla övündüğü sıradışı yetenekleri herkese bahşeden bir demokratik sihirdir.” (Couliano,  I., Eros and Magic in the Renaissance. s.104)

Yeni dijital teknolojiler sihirlidirler, çünkü sihir gibi işlerler. (Davis, E. TechGnosis: Myth, Magic and Mysticism in the Age of Information, s.181)

“Yeterince gelişmiş herhangi bir teknoloji, sihirden ayırt edilemez.”

Arthur Clarke’ın üçüncü yasası

 

Bu bağlamda atölyemiz kapsamında çevresine dolanacağımız sorulardan bazılarını şöyle düşünebiliriz:

Geçmişten günümüz tasvirler nasıldı? Ne kadarı, nasıl gerçekleşti?

Ne kadarı modası geçmiş hayaller olarak kaldı?

Yeni, yalnızca eskinin damgasıyla mı dolaşıma girebiliyor?

Yeniyi sindirebilmek için eski kılıklara mı sokuyoruz?

Geleceğe dair şu anki düşlerimizden ne kadarı gerçekleşecek?

Ne kadarı ileride komiklikler sınıfına dahil edilecek?

Hangileri buram buram bugün kokacak? Hangileri üç aşağı beş yukarı gerçekleşecek?

Hangileri gelecekten çok günümüzü yansıtacak?

 

Birlikte, muhtemelen komiklikler sınıfına dahil edilecek tasvirler yapmak ister misiniz?

 

Başvuru için son tarih:12 Eylül

Başvuru Linki:

https://docs.google.com/forms/d/1D3Q772HABb0UK-C0H2XluZHqiIDEbcrDFUipLiNGPCA/edit